30 Mayıs 2014 Cuma

Gururlandırıcı

Sevgili Selva Bayındır hanımefendi nin yazısı beni çok gururlandırdı, teşekkür ederim

Ne Yiyorsak Oyuz, O Yüzden Mi Zehir Saçıyoruz?


http://gazetekosem.blogspot.com.tr/2014/05/ne-yiyorsak-oyuz-o-yuzden-mi-zehir.html?spref=fb

26 Mayıs 2014 Pazartesi

Bu haftadan...

Köyde fasulyeler için sırıklar dikildi, yerli mısırlar dikiliyor. Sularda iribaşlar büyüyor, bizimkiler "aaa iribaşlarrrr" diyorlar. 4 yaşındaki oğlum "anne burda çok toprak var, İstanbul da bu kadar yok" diyor::))

Siparişleri dağıtmaya başladık bu hafta da, çok güzel insanlarla tanışıyoruz. 

Bundan sonraki tarhana, erişte ve ceviziçi siparişleriniz bez torba ile gelecek::)) Bez torbalarımız hazır.

Listede yeni ürünlerimiz var::)))





20 Mayıs 2014 Salı

Haftasonu

Haftasonu hava çok güzeldi, İstanbul dan arkadaşlarımız geldi, Leylek suyuna gittik, nasıl çoşkun akıyor, insan oralardan ayrılmak istemiyor.  
Köylü ürünleri beğenildiği için çok mutlu, bizi görünce bütün mahalle bir araya geliyor, etrafımıza toplanıyor, İstanbul dan haberleri bekliyorlar.










Kayınpederimin Tarhana çorbası::)))

Bizim köyün tarhanası çok güzeldir, bir de kayınpederim yapınca tadından yenmiyor::)) Tarifine gelince:

Tarhana kasede suyun içinde bir miktar şişmesi için bırakılır. Diğer yanda tereyağın yanmaması için tereyağ ve çok az zeytinyağı ile beraber tencereye konur. Ezilmiş sarımsak ve salça yağda kavrulur. İstenirse toz kırmızı biber eklenir. Tencereye soğuk su konulur, kasedeki tarhana suya yavaş yavaş bırakılır. Tarhananın topaklanmaması için 10 dakika sürekli karıştırılır. Kaynamaya başladığında tuz atılır, kapağı kapatılarak biraz demlemeye bırakılır. Afiyet olsun!!!

13 Mayıs 2014 Salı

Tohumlarımızı paylaşıyoruz

Aynı zamanda tohumları paylaşmak için de bir projemiz var. Tohumlarımız 88 yılından kalma eski yerel tohumlar. Bu davet ticari değildir, kapımız herkese açıktır. İletişime geçebilmeniz için bir sitemiz mevcut. 

Kayınpederim emekli ilkokul öğretmeni, Bolu ve Bursa'da öğretmenlik yapmış, emekli olduktan sonra Bursa-İnegöl Fevziye köyünde bir yer aldılar, 2007 den beri bahçeyi ekip biçmeye başladılar. Kayınvalidemi maalesef ocak 2013 de kaybettik. Kendisi bütün gün bahçede çalışır, uğraşırdı. Toprak konusunda çok hassastı, ne bir ilaç, ne bir antibiyotik, ne bir suni gübre kullanırdı, sadece doğal gübre kullanırdı. Uludağ'ın mis gibi havası ve suyuyla yetiştirdiği sebze ve meyvelerin tadına doyum olmazdı. Şimdi kayınpederim bu işi devraldı, kayınvalidemin kendi el yazısı ile yazıp biriktirdiği tohumları tekrar toprakla buluşturup aynı doğal yöntemlerle yetiştiriyor. Ortaya çıkan ürünleri kayınvalidemin anısına, ruhuna herkesle paylaşmak istiyor. Dileyen kişiler günübirlik ziyaretleri sırasında kendi elleriyle topladıkları doğal ürünleri tadabilir ve tohumları alıp çoğaltabilirler. 
İrtibata geçmek isteyenler için kayınpederim Kemal Özdemir'in telefonu : 0224 737 52 44
Kayınbiraderim küçük bir site hazırladı. Bilgi alabilir, yorum ve ziyaret fotoğraflarınızı paylaşabilirsiniz.


http://tohumbahcesi.blogspot.com/



11 Mayıs 2014 Pazar

Fevziye Gölü

Turgutalp köyünün komşu köylerinden Fevziye köyüne ait 'Fevziye Gölü' balık avcılığı ve piknik için çok uygun bir yerdir. Ayrıca bu göl bir çok amatör ve profesyonel fotoğrafçı tarafından görüntülenmiştir. Gölü besleyen tatlı su kaynakları gölün hemen yanında hoş içimiyle ziyaretçilerini beklemektedir. Resimleri aşağıdadır.





Acısu Elmaçayır

Turgutalp köyüne komşu olan Elmaçayır köyü, manav köyüdür. Arazisine dahil olan maden suyu kaynağı 'Acısu' adıyla anılmaktadır. İlçenin ve çevre köylerin özellikle bayramlarda piknik yapmak için tercih ettiği bir cennet köşesidir. Suyun güzelliği ve kalitesi içecek firmalarının da dikkatini çekmiştir ki, özel bir içecek firması bu suyu şişeleyip satmaktadır. Firma almadan önce doğal ağaçtan çeşmesinden akan Acısu, firmanın bölgede yaptığı düzenleme sonucu şu an nostaljik görünümlü modern bir çeşmeden akmaktadır.
Aynı zamanda Acısuyun kaynadığı yerden akan dereye de Acısu deresi denmektedir. Resimleri aşağıdadır.
Aynı bölgede uyuz hastalığına iyi geldiği bilinen 'Gicik suyu' adı verilen ayrı bir kaynak ta bulunmaktadır.



Leylek Suyu Fevziye

"Leylekler Avrupa'da bulunan üreme alanlarından ağustos ve eylül aylarında güneye, Afrika'ya doğru göç ederler. Afrika'da kışları savanlarda geçirirler. Bu bölgelerde sayıları bini geçen kuştan oluşan sürüler hâlinde toplanırlar. Baharda kuzeye geri dönerler. Avrupa'ya ortalama 49 günlük bir yolculuk sonrasında mart ayı sonunda ve nisan ayında ulaşırlar." 

Turgutalp köyüne komşu olan Fevziye köyü Gürcü köyüdür. Her sene leyleklerin geri geldiği zamanda ortaya çıkan, köylülerin 'Leylek suyu' adını verdiği kaynak suyu var. 15-20 gözden nisan, mayıs aylarında bir süre akıp, sonra kesiliyor. Tam aktığı zaman bir insanı alıp götürecek kadar bol akıyor. Suyunda da bir dakika bile kalmak neredeyse imkansız. O kadar soğuk ki, kemikleriniz donuyor. Bu suyun şifalı olduğu söyleniyor. Hatta bir deneyimimiz var, bir keresinde leylek suyuna gittiğimizde küçük bir erkek çocuğunu bu suya getirip, ayaklarını sokmuşlardı, çocuğun boyu uzamadığı için uzasın diye gelmişlerdi. Daha sonra aileyi tekrar suyun başında pilav verirken gördük, suyun iyi geldiği söyledi.
 Farklı zamanlarda çektiğimiz leylek suyuna ait resimler aşağıdadır.



Turgutalp Yaylası

Turgutalp köylülerinin yazın hayvan bakma ve mesire amaçlı çıktıkları 1400 rakımlı yaylası vardır. Kışın yayla evlerinin tamamen karın altında kaldığı bu yaylada yazın onlarca pınar bulunmakta, yeşiliyle ve havasıyla doyumsuz bir güzellik sergilemektedir. Yaklaşık 10 yayla evinin bulunduğu yaylada yazın 4-5 hane bulunmaktadır. Yaylada yabani olarak bulunan, moçu olarak adlandırılan yaban mersini neredeyse bütün yayla arazisini kaplamaktadır. Ayrıca bol miktarda ahududu bulunur.


Turgutalp Köyü

Turgutalp Köyü, Bursa ilinin İnegöl ilçesine bağlı eski bir Osmanlı köyüdür. Manav köyüdür. Uludağ'ın eteklerinde, İnegöl'ün güney batısında 800 metre rakımda yer alır. Bursa'ya 57 km, İnegöl'e 15 km uzaklıktadır. Köy adını, Osman Gazi adına İnegöl'ü fetheden ve daha sonra burayı ikametgahı olarak kullanan Turgut Alp'ten almıştır. Turgut Alp'in türbesi burada bulunmakta,  her yıl pilav etkinliğiyle anılmaktadır. Komşu köyler Fevziye, Süle, Elmaçayır, Kıranköy ve Gelene köyleridir. Derelerinde kırmızı benekli yabani alabalık bulunmaktadır.






6 Mayıs 2014 Salı

İlk Yazı

Merhabalar,
Beni tanımayanlar için adım Tipi Özdemir, 40 yaşındayım, kimya mühendisiyim, bilgi işlem sektöründe 13 yıl çalışıp, iki çocuğumdan sonra istifa eden anneler kervanına katıldım. Hayatım boyunca aileden gelen bir sağlıklı ve doğal beslenme yaşam tarzını benimsedim. Kayınpederim emekli ilkokul öğretmeni, hep köylerde yaşadığı için emekliliğinde de köyde yaşamayı tercih etti, bizim köyümüz Uludağ ın eteklerinde, Bursa İnegöl Turgutalp köyü, İstanbul a 3,5 saat mesafede, 800 rakımlı bir köy, Uludağ ın havası ve suyu ile besleniyor. Osmanlı köyüdür, Turgut Alp burayı fethedip burada yaşadığı için bu adı almıştır. 355 kişi yaşıyor köyde. Kayınpederim 30 yıldır tanıyorlar bu köylüyü. 

Köylü kendi tohumlarını kullanıyor, 88 yılından kalma tohumları var ellerinde, biz bu tohumlarımızı da paylaşmak için bir girişimde bulunduk, www.tohumbahcesi.blogspot.com.tr 

Hayvani gübre döküyorlar toprağa, hava su tohum kadar önemli toprak, mineraller topraktan geçiyor sebze meyvelerimize.
İnek, koyun, keçileri var, yazın yaylaya çıkarıyorlar hayvanlarını, yayla evleri görülmeye değer::))

Arıcılık yapıyorlar. Arılar kendi doğal peteklerini kendileri yapıyorlar. Sadece çıtalarını koyuyormuş köylü ve sadece balı almak için yılda bir kere açıyorlarmış. Glukoz yok, şeker yok, ilaç yok.

Uludağ ın mis gibi havası ve suyuyla, kendi dedelerinin tohumlarını kullanarak ekip biçiyor tarlalarını köylüler, hayvani gübrelerini attılar, şimdi ekim dikim zamanı başladı. Herşeylerini kendileri yapıyorlar, temiz, özenerek, eriştede mesela orada gezinen tavukların yumurtalarını kullanıyorlar.

Biz yediğimiz herşeyi köyümüzden alıyoruz, doğal beslendiğimiz için hasta bile olmayız çok şükür, yediğimiz şeyler vucudumuzu, düşüncelerimizi, herşeyimizi etkiliyor, ne yersek oyuz, vucudumuz zihnimiz yediklerimizle besleniyor. Köylünün bu doğal ürünleri bizim haricimizde sizlerin de tatması için bu girişime başladım, bundan başka bir projem daha var, köylünün evlerinde konaklama, horoz sesi ile uyanıp, köy kahvaltısı yapıp, istenirse inek koyunlarla otlamaya çıkmak, istenirse bahçelere dalıp sebze meyve toplamak ama daha yolun çok başındayım, yapmayı istediğim çok şey var, zamanla hepsiyle buluşturmaya çalışacağım sizleri.

Haftasonu bazı arkadaşlarım için köyden alışveriş yaptım, sizleri de bu ürünlerle buluşturmak istedim, belki istediğiniz birşey olur diye sizinle de paylaşmak istedim ürünleri, şu an için ellerinde pek bir şey kalmamış, sebze ve meyveleri zamanı gelince paylaşacağım Şimdi olanlar:
Bal
Domates salçası-1kg-1/2kg
Biber salçası-1kg-1/2kg
Sos-1kg-1/2kg
Tarhana
Erişte
Reçel(ahududu,vişne, erik)1kg-1/2kg
Süzme yoğurt
 %100 keçi peyniri
Tereyağı
Yumurta
Ekmek

Siparişleriniz için tipozk74@yahoo.com.tr mail adresimi yada 0533 372 00 70 telefonumu kullanabilirsiniz.
Sevgilerimle.